Çin'de Kurban Ritüelleri

   


  Çince'de kurban etme konusunda kayıtlara geçen birçok bilgi mevcuttur.Aslında bunların çoğu dar bir alanda yoğunluk gösterir.İlk olarak , sırasıyla yaz ve kış gündönümünde , yalnızca Göğün oğlu için ayrı olan , Tanrı ve Yeryüzü için sunulan kurbanlar vardı.Bunun yanısıra, özel kurbanlar olarak adlandırabileceğimiz, İmparatorun dört bölge için ve imparatorluğun dağları ve nehirleri için gerçekleştirdiği feda ritüelleri mevcuttu; üstelik feodal soyluların her biri kendi bölgesi ve alanındaki dağlar ve nehirler için kurbanlar sunduğu halde. İmparator tarafından , yanan bir odun yığının üzerinde sunulan kurban , tek renkli bir öküz ve genellikle toy bir hayvan olurdu; feodal bir soylu herhangi yağlı bir öküzü tercih edebilirdi ve ayrıca küçük bir koyun veya domuz yeğlenebilirdi. Göğün oğlu, toprak ve hububatın ruhlarına kurban etmek için bir öküz, bir koç, ve bir yaban domuzu kullanılırdı. Feodal soylular yalnızca bir koç ve bir yaban domuzundan faydalanırlardı; ayrıca avamlar, ilkbaharda taze soğan ve yumurta , yazın buğday ve balık , sonbaharda darı ve yavru domuz, kışın kabuklu pirinç ve kaz kullanılırdı. Tanrıya adanan kurban herhangi bir şekilde uygun olmasa bile, gene de bu kurbandan Hou Chi  için faydalanılırdı. Tanrı için ayrılan kurbanın üç ay boyunca temiz bir şekilde saklanması gerekiyordu. Hou Chi için yalnızca kurbanın parçalarının harikulade olması yeterliydi. Bu, semavi ve dünyevi ruhlar arasında ayrım yapma biçimi olarak görülüyordu.
     Bize anlatıldığı kadarıyla , İlkçağlarda sunulan kurbanlar yiyecek ve içeceklerden oluşuyordu, daha sonraki dönemlerde ise, ''esrarengiz sıvı'' olarak adlandırılan su öne çıktı ve devamında suyun yerini şarap aldı. Eskiler darı ve domuz eti parçaları kavururdu; elleriyle yeri kazarak su çıkarırlar ve kilden yaptıkları davul tokmaklarıyla toprakla ürettikleri davulları döverlerdi. Ruhsal varlıklara hürmetlerini bu şekilde gösterirlerdi.
    Legge'in çevirdiği Book of Rites*1 adlı kitaba göre ''Kurban ritüelleri sıkça tekrar edilmemelidir.Bu tür şeylerin sıklıkla tekerrür ediyor olması, açgözlülüğün göstergesidir ve açgözlülük hürmetle bağdaşmayan bir tutumdur. Fakat kurban sunmak için zaman aralığını çok uzun da tutmamak gerekir.Çünkü bu tür seyreklik ilgisizliğin göstergesidir ve ilgisizlik, her şeyin unutulmasına yol açar.(Dolayısıyla doğanın akışıyla uyum içerisinde olan üstün insan , ilk ve sonbahara uygun olarak feda ritüelerinde bulunur.) Üstün insan , düşmüş bir kırağı tanesine bastığında , zihninde zuhur eden keder hissini dindiremez ve bunu bürudete*2 yormaz. İlkbaharda çiy ve yağmur taneleriyle yoğun bir şekilde kaplanan zemine ayak bastığında, ölen arkadaşlarını görüyormuş gibi bir hisse kapılmaktan kurtulamaz. Bizler, arkadaşlarımıza müzik vasıtasıyla yaklaşım gösterir ve hüznü onlardan uzak tutarız, dolayısıyla ilkbahardaki feda ritüellerimizde müziği kullanırız ama bunu sonbaharda yapmayız.''
    ''Kurban ritüelleri, insana dışarıdan gelen bir şey değildir; insanın içinden gelen ve ve insanın doğuştan kalbinde yer  eden bir şeydir. İnsan kalbi derin bir his taşıdığında ,v ifadeler törensel bir hal alır; bunun sonucu olarak , yalnızca beceri ve erdem sahibi insan kurban sunma düşüncesini noksansız sergileyebilir.'' Bu bağlamda Konfüçyus, kendilerine yararlı olmayan ruhlara- bir başka deyişle, doğrudan kendi nesepleri olmayanlara- kurban sunmamaları hususunda kendi muakkiplerini uyarmış, aksi yönde hareket edilmesi halinde gizli saiklerin kuşku yaratabileceğine dikkat çekmiştir.



*1 : 19. yüzyılın önde gelen Çin Dili uzmanlarından , İskoçyalı James Legge tarafından çevirisi yapılan , Konfüçyüs'ün yazdığı Ayinler Kitabı.
*2 : Soğukluk, Bir şeyin insanın üzerinde bıraktığı soğuk etki, manevi soğukluk.
*** Yazı Herbert Allen Giles tarafından yazılan, Eski Çin'de Dinler kitabından alıntıdır.
       Özgün adı Religions of Ancient China olan kitabın İngilizce'den çevirisi Deniz Uludağ tarafından yapılmıştır.   

Yorumlar

Popüler Yayınlar