Yeniden Merhaba

  


Her sabah, gözlerimizi açtığımızda aklımıza ilk gelen şey bizi kontrol ediyor. Duygularımızı, davranışlarımızı, planlarımızı, etrafımızda olup bitenlere karşı duyarlılığımızı, ilişkilerimizi, sağlığımızı, bir günümüzü ve bütün hayatımızı... Bir ilmek atmakla başlar her şey. Her sabah bir ilmek daha atılır ve o şey bir sarmala dönüşür ; büyür , büyür ve biz artık o sarmalda kayboluruz. Kendi ellerimizle ilmek atıp çoğalttığımız şeyin bizi hapsetmesine izin veririz. Bazılarımız için bu çok korkunçtur, bazılarımız da buna bir oyun gibi bakar. Oynamayı sever. Hayat herkese eşit davranmadığı gibi, herkes de hayata aynı pencereden bakmaz. Belki kimileri pencereleri hep kapalı tutar, kimileri pencerenin dışında olur. Bu değişkenlik hayatın asıl anlamıdır. Gözlerinizi açtığınızda aklınıza ilk gelen şeyi düşünün ; kim sizinle aynı şeyi düşünebilir? Ya da bu düşüncelerinizi kime kaygısızca anlatabilirsiniz? Sizi anlar mı ? Herkes dinler ama pek azı anlayabilir. Bu hep böyledir. Anlayanların da sadece bir kısmı sizi dinler. Geriye kalan bütün insanlar, hayatınızdaki süs bitkileridir. Yine de onlarla iletişimde kalırsınız çünkü hayat bu, bir gün işinize yarayabilir veya sosyal çevreniz, işiniz o insanlardan uzaklaşmanıza izin vermez. İnsanlar böyle böyle yalnızlaşır ; tahammül edemeyeceği insanlara ve olaylara karşı tepkisiz kalarak...
Ama onları kontrol eden şeyden kaçarak...

Zülfü Livaneli Huzursuzluk kitabında şöyle der " Biz Ezidiler iyiliğin ve kötülüğün ötesinde bir yer olduğuna inanırız." 
Ve Mevlana...
                            Bir yer var 
                            iyiliğin ve kötülüğün ötesinde 
                            Seninle orada buluşacağız...

   İyi ve kötü herkese göre değişkense bu cümlelerin derinliğini tespit etmek zor olmamalı. Şimdi  bizi kontrol eden şeye iyi ya da kötü değil , daha ötede bir anlam yükleyelim. Bakalım bu bizi oraya götürür belki...

Yorumlar

Popüler Yayınlar