Kendine Doğru...
İnsan en çok kendini özleyebilir mi?
Özlüyor...
Öyle bir an geliyor ki yanında kim olursa olsun , nasıl bir konumda olursa olsun....
Ya da istediklerine ne kadar çok erişebilmiş olsursa olsun , kendinden uzaklaştığını hissettiği andan itibaren bir şeyler hep eksik gelmeye başlıyor, tam olsa bile...
Bazı anlar,
Kendimi özlediğim anlar,
Hiç düşünmediğim insanları,
Hiç görmediğim insanları,
Belki de hiç tanımadığım insanları,
''Evvel zaman içinde'' diye başlayan cümlelerle özlüyorum.
Biliyorum ki,aslında tanıyorum.
Biliyorum ki onlar da aynı hissiyatla ; insanın insana hasretliğiyle yaşıyorlar.
Görmek istersen görürsün diyorum , kalp bunun için var...
Bilmek istersen bilirsin diyorum , his bunun için var.
Sonra nerede bir kırık kalp görsem
Onun tamiri için uğraşıyorum.
Kimse benden yardım istemese de ,
Ben yardımla büyüyorum,kendimi buluyorum
Tamamlanıyorum.
Nerede bir kendini unutmuş görsem ,
Onu yakından tanımaya çalışıyorum.
Sorular soruyor,bunaltıyorum belki
Ancak o zaman kendine dönmesini sağlayabiliyorum.
İnsan olmanın anlamı bu değil mi ?
Birbirimiz için fayda sağlamak...
Bütün kişisel gelişim uzmanları ''önce sen'' der.
Bu hep yanlış anlaşılır oysa ki...
''Önce sen'' asla ''sadece sen'' demek değildir.
Bir gün, hiç tanımadığın birine selam verip ,
Nasılsın diye sorabildiğinde
Ve o kişi sana koşulsuz güvendiğinde
İnsan olmanın ne demek olduğunu anlayacaksın.
Selam verdiğin yabancı,seni hırsız,katil ya da sapık olarak düşündüğünde değil.
İnsanın insandan kaçtığı şu anda değil...
Düşünsene,
Tanrı'nın sevgi dolu bir parçasısın
Ve bir diğer parçadan kaçıyorsun...
Oysa hepimiz bir araya gelmeden,sarılmadan
Nasıl bütün oluruz ki?
Her şeye sahip, her yanı sevdikleriyle dolu insanlar bile,
Bazen eksik hissederler.
Sebep bulmaya çalışırlar,
Sonra her şey mükemmel olmaktan çok , anlamsız gelmeye başlar.
Tanrı hep söyler
''Birbirinizi sevin
Birbirinize zarar vermeyin...''
Sonra insan , sanki Tanrı'yı çok dinliyor ve dikkate alıyormuş gibi,
Birbirinin inancını sorgular ve çeşitli cezalar verir karşı tarafa...
Hiç anlayamam ;
Camiler kundaklanır,
Sinagoglar yıkılır,
Kiliselerden eşyalar çalınır,
Camilerden ayakkabı...
En son , evimde,ofisimde Buddha heykeli bulundurduğum için,
Yogasever biri olduğum için ,
Birtakım insanların eleştirisine maruz kalmıştım.
İncil okuduğum için ya da ,
Sinagoglara saldırıldığında buna tepki verdiğim için...
Sadece kendi dinine mensup insanları savunmak
Kendi dinini yaşaman için oluşturulmuş alanı korumak,
Ama yoldan geçen birisinden Allah'ın selamını sakınmak,
Selam verene anormal insanmış gibi bakmak...
Ne derece insancıl olabilir ki ?
Ayetleri araştırdığım ilk dönemler,
Sosyal medyada mealleriyle birlikte paylaşıyordum.
O zamanlar bile dini gösteriş için kullanmakla suçlandım...
Oldukça acımasız yorumlar aldım.
Oysa ki hep objektif,hep ögrenmeye ve ögretmeye çalışan biri oldum...
O zamanlar bile dini gösteriş için kullanmakla suçlandım...
Oldukça acımasız yorumlar aldım.
Oysa ki hep objektif,hep ögrenmeye ve ögretmeye çalışan biri oldum...
Her gün muhakkak bir şeyler okuyor,mutlu oluyordum.
Çünkü dinini bilmek,diğer kutsal kitapları da okumak,
Diğer dinler hakkında araştırma yapmak,
İnsanı A noktasından B noktasına götürmekle kalmıyor,
Yolu öğretiyor.
Bol keseden sallamak,bol bol dindarlık,ırkçılık
Ahlak kuralcısı kesilmek kolay...
Biraz zor olana yönelip,
Gerçeği görmekten korkuyor insanlar.
Oysa gerçekten kaçamazsın.
Nereye gidersen git
Gelir seninle
Ve sen gerçekten kaçtıkça
Kendinden kaçmış olacaksın
Bildiklerin,
Bilmezden geldiklerin...
Tam anlamıyla bilmek istemediklerin...
Hepsi korkularınla beslenir.
Cesaretini kuşan !
Gerçeklere yürü,
Kendini
Oralarda bir yerlerde
Ama mutlaka bulacaksın.
Oysa gerçekten kaçamazsın.
Nereye gidersen git
Gelir seninle
Ve sen gerçekten kaçtıkça
Kendinden kaçmış olacaksın
Bildiklerin,
Bilmezden geldiklerin...
Tam anlamıyla bilmek istemediklerin...
Hepsi korkularınla beslenir.
Cesaretini kuşan !
Gerçeklere yürü,
Kendini
Oralarda bir yerlerde
Yorumlar
Yorum Gönder